Mehdi hapsedilecek ve bu sebeple insanların gözünden uzun bir süre
kaybolacaktır. Bu onun çıkışındaki EN BÜYÜK ve SON alamet olacaktır.
Ebi Abdullah Hüseyin bin Ali’den rivayet edildi:
MEHDİ 2 KEZ İNSANLARIN GÖZÜNDEN KAYBOLACAKTIR.
Bir seferinde o kadar uzun bir zaman görülmeyecek ki, kimisi onun öldüğünü, kimisi de bırakıp gittiğini zannedecek…
Bu hadis, Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman isimli
kitabın Süleymaniye Kütüphanesi’nde bulunan el yazılı bir nüshasında
mevcuttur.
Bu hadis ile, Mehdi’nin 2 kez insanlardan ayrı kalacağı bildirilmiştir. Yani insanların gözünden uzak bir konumda olacaktır.
AL-İ MUHAMMED’İN KAİM’İNİN (HZ. MEHDİ’NİN) İKİ GAYBETİ (HAPİS DÖNEMİ) VARDIR. BİRİSİ DİĞERİNDEN DAHA UZUNDUR…
(Şeyh Muhammed b. İbrahim-i Numani, Gaybet-i Numani s. 199)
“Bu kıyamın sahibinin (Hz. Mehdinin) iki gaybeti vardır. BİR GAYBETİ
(hapiste kaldığı dönem) O KADAR UZAYACAK Kİ şöyle diyecekler: Öldü.
Bazıları diyecek ki: Öldürüldü. Bazıları diyecek ki: Gitti…
(Şeyh Muhammed b. İbrahim-i Numani, Gaybet-i Numani s. 198)
Mehdi’nin gaybetleri muhteliftir. İlk gaybetinde insanlara zaman
zaman görünecek, zaman zaman kaybolacak, birinci gaybeti böyle devam
edecektir. Muhtemelen bu çeşitli tutukluluk halleri şeklinde olacaktır.
İkinci gaybeti ise uzunca ve kesintisiz olacaktır. Bu da uzun bir
mahkumiyete ve sürgüne işaret etmektedir.
“Ebu Basir der ki: İmam Muhammed Bakır Aleyhisselam’ın şöyle
buyurduğunu duydum: “Bu GAYBETİN (Mehdi’nin) sahibinde dört peygamberin
sünneti vardır:… Dedim ki: “Hz. Yusuf’un sünneti nedir?” Buyurdu ki:
“Zindan ve gaybet.”…
(Şeyh Muhammed b.İbrahim-i Numani, Gaybet-i Numani s. 190)
Bu rivayette mahkumiyete açıkça işaret edilmektedir.
Benim Ehl-i Beytim (Peygamber Efendimiz (sav)’in Hz. Mehdi dahil tüm
torunları) muhakkak benden sonra bela, kaçırılma ve SÜRGÜNE
uğrayacaktır.
(Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, 14) (Kütüb-ü Sitte Muhtasarı, c.17, s. 556)
Bu rivayette de açıkça sürgüne işaret edilmektedir.
Allah bir ayetinde bu durumu şöyle bildirir:
Hani o inkar edenler, seni tutuklamak ya da öldürmek veya SÜRGÜN ETMEK amacıyla, tuzak kuruyorlardı… (Enfal Suresi, 30)
Ahir zamanda İslam ahlakının insanlar arasında yaygınlaşması için
mücadele eden Mehdi’nin, böyle bir görev üstlenmişken kendi isteğiyle
insanlardan ayrılmayacağı açıktır. Dolayısıyla Mehdi’nin insanlardan
uzak kalmasının, kendi iradesi dışında zorla hapsedilmesiyle
gerçekleşeceği anlaşılmaktadır.
Peygamberimiz (sav) , Hz Mehdi’yi bu yüzden “GAİB”, yani “kaybalon,
hapsedilen, hapsedimek suretiyle insanların gözünden kaybolan” demiştir.
Bu yüzden Hz. Mehdinin lakabı ve isimlerinden biri “GAİB” dir.
Kuran’daki Yusuf Suresi’nde de Hz. Mehdi’nin bu kayboluşuna işaret
edilmektedir. Yusuf aleyhisselam da Mehdi gibi, biri kısa diğeri uzun
süre iki defa insanların gözünden kaybolmuştur. Birincide, Yusuf (a.s.)
kuyuya bırakılmış, kısa bir süre sonra oradan geçen kafile onu oradan
çıkarmış, ikincide ise haksız yere zindana atılmış, uzun bir müddet
orada kalmıştır. Fakat sonradan masumluğu anlaşılarak, zindandan da
çıkartılmıştır.
Nitekim onu götürdükleri ve kuyunun derinliklerine atmaya topluca
davrandıkları zaman, Biz ona (şöyle) vahyettik: “Andolsun, sen onlara
kendileri, farkında değilken bu yaptıklarını haber vereceksin.”
(Yusuf Suresi, 15)
Sonra onlarda (Yusuf’un iffetine ilişkin) delilleri görmelerinin
ardından, MUTLAKA ONU BELLİ BİR VAKTE KADAR ZİNDANA ATMAK (GÖRÜŞÜ) AĞIR
BASTI. (Yusuf Suresi, 35)
“… Her ümmet, kendi elçilerini (susturmak için) yakalamaya yeltendi.
Hakkı, onunla yürürlükten kaldırmak için, ‘batıla-dayanarak’ mücadeleye
giriştiler…” (Mümin Suresi, 5)
GAIB OLAN MEHDI
1 Haziran 2012 Cuma
2. MEHDİ’NİN KAYBOLUŞUNDA (HAPİS DÖNEMİNDE) İNSANLARIN DURUMU
Hadislerde Hz. Mehdi’nin ikinci kayboluşu (hapis
dönemi) sırasında İslam toplumunun içinde bulunacağı durum detaylı
olarak tarif edilmektedir. Bu dönemde Müslümanlar çok büyük zorluklarla
karşılaşacak; saldırılar, katliamlar ve belalar insanların İslam
ahlakına yönelmelerine vesile olacaktır.
|
… Belalar çoğalacak, halkı öyle ölüm ve katliamlar saracak ki Allah’ın ve Resulullah’ın haremine sığınacaklar. İşte sadece o zamanda (Hz. Mehdi) zuhur edecektir.
(Şeyh Muhammed b.İbrahim-i Numani, Gaybet-i Numani s. 199)
|
Bir diğer hadiste ise Hz. Mehdi’nin ikinci kayboluşu sırasında Müslümanların çok büyük zorluklarla karşılaşacakları, ancak tüm bu zorluklara rağmen, dinlerini büyük bir şevk ve coşkuyla yaşayacakları, hiçbir zorluğun onları dinlerini yaşamaktan alıkoymayacağına işaret edilmektedir:
|
“Bu işin sahibi (Hz. Mehdi) gaybete (hapis dönemi) çekilecektir. O
zamanda dine sarılmak isteyen, tıpkı elindeki dikenli dalı dikenlerine
aldırış etmeden eliyle onu çekerek koparmak isteyen gibidir.”
(Şeyh Muhammed b.İbrahim-i Numani, Gaybet-i Numani s. 196)
|
Hz. Mehdi’nin gaybet (hapis) döneminde insanların bu
mübarek şahsın ilminden, imanından ve tebliğinden istifade etmeye devam
edeceklerine hadiste şu şekilde dikkat çekilmektedir:
Hz. Peygamber Efendimiz’e (sav) “Gaybet (hapis)
döneminde Hz. Mehdi’nin varlığının ne gibi faydası olacaktır” şeklinde
yöneltilen bir soruya şöyle cevap verdiler:
“Beni peygamber olarak gönderen Allah’a andolsun ki,
İNSANLAR GAYBET (HAPİS) DÖNEMİNDE, BULUTLARIN ARKASINDA KALAN GÜNEŞTEN
FAYDALANDIKLARI GİBİ ONDAN FAYDALANIRLAR.” .”
(İhticac, s.263; Biharu”l-Envar, c.52, s.92.)
3. MEHDİ’NİN KAYBOLUŞUNDA (HAPİS DÖNEMİNDE) TALEBELERİNİN DURUMU
Hadislerde Hz. Mehdi’nin ikinci kez kayboluşu (hapis
dönemi) boyunca bu kutlu şahsın talebelerinin karşılaşacağı zorluklardan
da bahsedilmektedir. Bu dönemde kalplerinde hastalık olanlar, zayıf
imana sahip olanlar, imansız olanlar ortaya çıkacak, bu temiz
topluluktan ayrılacaklardır. Tarih boyunca iman zaafı içinde olan
kişiler her zaman için bu gibi zorluk anlarında ortaya çıkmışlar ve
mümin topluluklarını bırakarak kaçmışlardır. Söz konusu aşağılık
kişilikteki insanlar demirden pasın yokolması gibi Hz. Mehdi’nin
topluluğunu da temizlerler. Bu konuyla ilgili hadislerden bazıları şu
şekildedir:
| “… Onun (Hz. Mehdi’nin) gaybet dönemi (hapis dönemi) olacaktır. Bu dönemdeümmetten birçoğu dalâlete düşecektir (hak yoldan sapacaktır)…” (Uyun’ül-Ahbar, c. 1, s. 287; Bihar’ul-Envar, c. 51, s. 72) |
| ”Onun (Hz. Mehdi’nin) uzun bir gaybeti (hapis dönemi) olacaktır ki, bir takım insanlar bu dönemde imanlarını kaybedecek… (Kifayet’ül Eser, İlzam-ün Nasib, c.1, s. 98) |
Allah Kuran’da münafıkların ve kalplerinde hastalık bulunanların durumunu şöyle bildirir:
Hani onlar, size hem üstünüzden, hem alt tarafınızdan gelmişlerdi; gözler kaymış, yürekler hançereye gelip dayanmıştı ve siz Allah hakkında (birtakım) zanlarda bulunuyordunuz. İşte orada, iman edenler, sınanmış ve şiddetli bir sarsıntıyla sarsıntıya uğratılmışlardı. Hani, münafık olanlar ve kalplerinde hastalık bulunanlar: “Allah ve Resulü, bize boş bir aldanıştan başka bir şey vadetmedi” diyorlardı. (Ahzap Suresi, 10-12)İnsanlardan öyleleri vardır ki: “Biz Allah’a ve ahiret gününe iman ettik” derler; oysa inanmış değillerdir. (Sözde) Allah’ı ve iman edenleri aldatırlar. Oysa onlar, yalnızca kendilerini aldatıyorlarlar ve şuurunda değiller. Kalplerinde hastalık vardır. Allah da hastalıklarını arttırmıştır. Yalan söylemekte olduklarından dolayı, onlar için acı bir azab vardır.
(Bakara Suresi, 8-10)
Kalplerinde hastalık olanlar Hz. Mehdi’nin temiz
cemaatinin içinden ayrılırken, Hz. Mehdi’nin sadık talebelerinin
imanları daha da güçlenecek, sadakatle Allah’ın dinine daha da
sarılacaklardır.
| (Hz. Mehdi’nin) Bir gaybeti (hapiste kaldığı dönem) o
kadar uzayacak ki şöyle diyecekler: “Öldü.” Bazıları diyecek ki:
“Öldürüldü.” Bazıları diyecek ki: “Gitti.” Onun (Hz. Mehdi’nin) EMRİNİ
KABULLENEN ASHABINDAN (talebelerinden) ÇOK AZI GERİDE (SAĞLAM)
KALACAKTIR. (Şeyh Muhammed b.İbrahim-i Numani, Gaybet-i Numani s. 198) |
| “Onun (Hz. Mehdi’nin) uzun bir gaybeti (hapis dönemi) olacaktır ki, birtakıminsanlar bu dönemde imanlarını kaybedecek… DİĞER BİR GRUBU İSE (TALEBELERİ) İMANLARINI KORUYACAKLARDIR…” (Kifayet’ül Eser, İlzam-ün Nasib, c.1, s. 98) |
|
HZ. MEHDİ’NİN TALEBELERİNİN BAZI ÖZELLİKLERİ:
ALLAH’IN HAS KULLARIDIR.
(Kıyamet Alametleri)
Onların kalbleri demir gibidir ve onlar gündüz aslan gece de abiddirler.
(Kitab ul Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy il Ahir Zaman, 57)
Muhakkak ki onlar hidayet sancaklarıdır.
(Ramuz el-Ehadis, 1/153)
Allah yolunda hiçbir kınayanın kınamasından korkmayan seçkin müslümanlardır.
(Sünen-i Ibni Mace, 10/259)
(Mehdi’nin) dostları yiğit, şecaatli, salih, imanlı kişilerdir, ona itaatte gayretlidirler. Nereye ve hangi işe yönelseler mutlaka zafere ulaşırlar… (Bihar’ul-Envar, c.52, s.279 ve c.53, s.12 İkmal’ud- Din, c.2, s.367)
MEHDİ’NİN TALEBELERİ SAYICA AZ, ANCAK MANEN BİR ORDU KADAR KUVVETLİ OLACAKLARDIR
Bediüzaman Said Nursi, Mehdi’nin talebelerinin
sayılarının az olacağını ancak bu kişilerin her birinin manen çok güçlü
olacaklarını belirtmiştir. Peygamberimiz (sav) de hadislerinde Mehdi
cemaatinin bu önemli özelliğini şöyle haber vermiştir:
Hadislerde Mehdi’nin talebeleri “onların kalpleri demir gibidir ve onlar gündüz aslan gece abid (kul, köle gibi ibadet eden kimseler) gibidirlerler“, “kahraman niteliği taşımaktadırlar” ve “onlar her zalime galip gelirler”
sözleriyle tanımlanmışlardır. Bu durum, onların Allah (cc)’a çok bağlı,
samimi iman sahibi kimseler olmalarından kaynaklanmaktadır. BU
GÜÇLÜ İMANLARINDAN DOLAYI MEHDİ’YE DE SARSILMAZ BİR SADAKATLE
BAĞLANMIŞLARDIR. BU KUVVETLİ İMAN VE SADAKAT DE ONLARI İNŞAALLAH “MANEN
BİR ORDU KADAR KUVVETLİ” HALE GETİRMEKTEDİR.
|
|
Onun (Mehdi’nin) gaybete çekildiği (hapsedildiği)
dönemde bazı kavimler mürtet olacak (dinlerinden dönecek), bazıları ise
dine bağlı kalacaktır; onlara eziyetler olacak ve onlara denilecek ki:
‘Eğer doğru söylüyorsanız, bu vaat ne zaman vuku bulacaktır?’Biliniz
ki, onun (Hz. Mehdi’nin) gaybetindeki (hapis dönemindeki) eziyetlere ve
tekziplere sabretmek, Resulullah ile beraber cihad etmek gibidir.“
(Uyun’ül-Ahbar, c.1, s.68) |
Hz. Mehdi’nin talebeleri, kalplerinde hastalık olan bazı
kişilerin aralarından ayrılmalarından dolayı bir üzüntü duymazlar, hiç
sarsılmadan fikri mücadelelerine devam ederler. Hadislerde ayrıca Hz.
Mehdi’nin cemaatinin Allah’tan korkan son derece imanlı seçkin
Müslümanlardan oluşacağı da bildirilmektedir.
Hz. Muaviye b. Kirra (r.a) dan rivayet edilmiştir:
Ümmetimden bir taife kıyamet koyuncaya kadar yardım görmekte devam eder.Kendilerini terk edenlerin ayrılmaları da onlara bir zarar vermez. (Ramuz El-Ehadis, 472 (Hakim’in Müstedrek’i)
Ümmetimden bir taife kıyamet koyuncaya kadar yardım görmekte devam eder.Kendilerini terk edenlerin ayrılmaları da onlara bir zarar vermez. (Ramuz El-Ehadis, 472 (Hakim’in Müstedrek’i)
4. MÜNAFIKLAR VE İNKAR EDENLER İSTESELER DE İSTEMESELER DE MEHDİ’YE HİZMET ETMEKTE, İSLAM AHLAKININ HAKİMİYETİNE YARDIMCI OLMAKTADIRLAR
Hz. İsa’nın gelişinden ve Hz. Mehdi’nin ortaya çıkışından tedirginliğe kapılanlar, yapacakları aleyhte faaliyetlerle bu tarihi gelişmeleri durdurmayı amaçlarlar. Ancak burada bilmedikleri çok önemli bir gerçek vardır: HZ. MEHDİ ALEYHİNDE YAPILAN TÜM FAALİYETLER, HZ. MEHDİ’NİN GELİŞİNE VE YAPACAĞI ÇALIŞMALARA HİZMET ETMEKTEDİR. Bu durum, Yüce Allah’ın bir takdiridir ve bunun önüne geçebilecek yoktur. Allah, İslam ahlakının tüm yeryüzünde yerleşik kılınmasını dilemiştir; Allah’ın izniyle bu büyük vaad gerçekleşecektir. Peygamberimiz (sav), bu tarihi olayın Hz. Mehdi vesilesiyle gerçekleşeceğini bildirmiştir. İnkar edenler ve münafıklar da, giriştikleri her aleyhte faaliyet ile farkında olmadan, Rabbimiz’in bu büyük vaadinin gerçekleşmesine yardımcı olmaktadırlar. Bu Allah’ın çok büyük bir mucizesi ve münafıkların, kurdukları tuzağa düştüklerinin önemli bir alametidir. Rabbimiz Kuran’da Müslümanlara olan yardımını şöyle bildirmiştir:
“… İşte ALLAH, DİLEDİĞİNİ YARDIMIYLA DESTEKLER. Şüphesiz bunda, basiret sahipleri için gerçekten bir ibret vardır.” (Al-i İmran Suresi, 13)
Allah’ın bu kanunu gereği, aleyhte yapılan tüm çalışmalar ve propagandalar, Hz. Mehdi’nin ortaya çıkışına, tanınmasına, hizmetlerine güç katacaktır. Hz. Mehdi aleyhindeki her girişim, Hz. Mehdi’nin faaliyetlerinin etkisinin giderek daha da artmasına ve tüm dünyada ses getirmesine katkıda bulunacaktır. Hz. Mehdi’nin gelmeyeceğini öne süren, “Mehdi’nin geleceğine inanmıyorum” diyen her şahıs, yaptığı her çalışma, her konuşma ya da her vurguyla Hz. Mehdi’ye bir kez daha dikkat çekmekte, insanların Mehdi hakkında düşünmelerine vesile olmakta ve böylece ona hizmet etmektedir. “Ben Mehdi’ye karşıyım” diyen herkes, Mehdiliğin gündeme getirilmesini, araştırılmasını, öğrenilmesini sağlar. Dolayısıyla, inkar edenler de, münafık ahlakı gösterenler de, Kuran ahlakı aleyhinde bir fikri benimseyenler de, Hz. İsa ve Hz. Mehdi’ye düşman olanlar da, her ne kadar istemeseler de, Allah’ın dilemesiyle bilerek ya da bilmeyerek Hz. Mehdi’ye ve İslam ahlakının tüm dünyada yayılmasına büyük destek vermektedirler.
Ayrıca inkar edenlerin ya da münafıkların Mehdi ya da Müslümanlar aleyhinde attıkları her adım, Hz. Mehdi hakkında, 1400 sene öncesinden haber verilen sahih hadislerin bir tanesinin daha gerçekleşmesine ve böylece Müslümanların Hz. Mehdi’ye olan bağlılıklarının, şevk ve heyecanlarının daha da artmasına vesile olmaktadır.
5. HZ. MEHDİ’NİN İKİNCİ KAYBOLUŞUNDAN SONRA ORTAYA ÇIKMASI
Hz. Mehdi ikinci kayboluşunun, yani hapis döneminin ardından, tekrar insanların arasına çıkacaktır:
|
Belalar çoğalacak, halkı öyle ölüm ve katliamlar saracak
ki Allah’ın ve Resulullah’ın haremine sığınacaklar. İŞTE SADECE O
ZAMANDA (HZ. MEHDİ) ZUHUR EDECEKTİR.”
(Şeyh Muhammed b.İbrahim-i Numani, Gaybet-i Numani s. 199) |
Bu dönemde, insanlar
yeryüzünde hakim olan dinsiz sisteme bağlı olarak yaşayacak; çeşitli
dinsiz grupların, odakların etkisi altında olacaklardır. Hatta İslam
aleminden dahi bu dinsiz odaklardan etkilenen kimseler olacaktır. Sadece
Hz. Mehdi hiçkimsenin, hiçbir düşüncenin, hiçbir siyasi partinin, ne
masonların ne de benzeri odakların etkisinde hiçbir şekilde kalmayacak,
hiçkimseye taviz vermeyecektir. O, sadece Kuran’ı ve Peygamberimiz
(sav)’in sünnetini izleyecektir:
… Arkasında İsa bin Meryem’in namaz kılacağı Kaim (Mehdi) dışında biz Ehl-i Beyt’ten olan hepimizin boynunda zamanın tağutunun (Allah’ın hükmünü tanımayan her varlık, güç, şeytan) biatı olacağını (Mehdi döneminde dinsizliğin hakim olacağını, hemen herkesin bu sisteme bağlı olacağını)bilmiyor musunuz? Yüce Allah onun velâdetini (zuhurunu) gizleyecek ve şahsını saklayacaktır. BÖYLECE O, ZUHUR ETTİĞİNDE KİMSENİN BİATI ONUN BOYNUNDA OLMAYACAKTIR…
(Kemal’üd-Din, c.1, s. 305)
(Kemal’üd-Din, c.1, s. 305)
6. İNKAR EDENLERİN BASKISI, HAMİYETİ İSLAMİYE’NİN FEVERAN ETMESİ SONUCUNDA İSLAM AHLAKININ YÜKSELMESİNE VESİLE OLACAKTIR
Mehdi’nin hapsedildiği dönemde Mehdi cemaatini dağıtma
amacıyla iman edenlere birtakım eziyetler edilecek, Müslümanları
yıldırmak amacıyla çeşitli iftiralar atılacaktır. Kuran ayetlerinde,
inkar edenlerin alaycı bir üslupla Müslümanları dinlerinden döndürmeye
çalışacakları şöyle haber verilmiştir:
… Bu durumda sana başlarını alaylıca sallayacaklar ve diyecekler ki: “Ne zamanmış o?” De ki: “Umulur ki pek yakında.” (İsra Suresi, 51)Derler ki: “Eğer doğru sözlüyseniz, bu belirttiğiniz süre (va’d) ne zamanmış?” (Yunus Suresi, 48)
|
Böyle bir cemaat-i azîme (Peygamber Efendimiz (sav)’in
soyundan gelen büyük seyyitler cemaati) içindeki mukaddes kuvveti tehyic
edecek (coşacak) ve uyandıracak hâdisat-ı azîme (büyük olaylar) vücuda
geliyor. Elbette o kuvvet-i
azîmedeki (büyük kuvvetteki) BİR HAMİYET-İ ALİYE (büyük koruma hırsı)
FEVERAN EDECEK ve HAZRET-İ MEHDİ BAŞINA GEÇİP, TARİK-I HAK (hak yoluna)
ve HAKİKATE (gerçeğe) SEVK EDECEK… (Mektubat, s. 473)
|
Bediüzzaman “HAMİYETİ İSLAMİYE FEVERAN EDECEK” sözleriyle,
Hz. Mehdi’nin ortaya çıktığı ve fikri mücadelesine başladığı dönemde,
Müslümanları coşturacak, imanlarını ve İslam’ı koruma hırslarını
artıracak, şevklerini ve İslam ahlakı adına mücadele etme azimlerini
harekete geçirecek büyük olayların meydana geleceğini bildirmiştir. İslam’a,
Müslümanlara ve Mehdi cemaatine karşı yürütülen mücadele ve uygulanan
baskı politikası sonucunda oluşturulan zorlu ortamlar, münafıkların ve
inkarcıların amaçladıklarının tam tersine, Müslümanların Hz. Mehdi’ye ve
birbirlerine olan bağlılıklarını daha da artıracaktır. Kuran ahlakı
adına daha da şevkli bir mücadele içerisine girmelerini sağlayacaktır. Münafıkların
ve inkar edenlerin, sözde Hz. Mehdi cemaatini dağıtmak, Müslümanların
doğru yoldan uzaklaşmalarını sağlamak için verecekleri bu mücadele, Hz.
Mehdi’nin talebelerinin ve tüm Müslümanların “hamiyet-i İslamiye”
duygularının en yüksek seviyeye ulaşmasına vesile olacaktır. Bediüzzaman
Said Nursi, bu şekilde İslam ahlakını koruma gayretinin artması
sonucunda da, Hz. Mehdi’nin manevi olarak başa geçmesi ile birlikte, tüm
dünyada İslam ahlakının hakim olacağını, Hz. Mehdi’nin insanları hak
yola ve gerçeğe yönelteceğini bildirmiştir.
7. İKİNCİ GAYBET DÖNEMİNDEN (HAPSEDİLMESİNDEN) SONRA MEHDİ, HZ. İSA İLE BULUŞACAKTIR
… Hazreti-i İsa Aleyhisselam geldiği vakit, herkes onun hakiki İsa olduğunu bilmek lâzım değildir. Onun (Hz. İsa’nın) mukarreb ve havassı (derin imanlı yakın talebeleri), nur-u iman (imanın ışığı) ile onu (Hz. İsa’yı) tanır. Yoksa bedahet (birdenbire ve açıkça) derecesinde herkes onu (Hz. İsa’yı) tanımayacaktır… (Mektubat, s. 60)
|
Hatta Hazret-i İsa Aleyhisselam’ın nuzülü (yeryüzüne inişi) dahi ve kendisi İsa Aleyhisselam olduğu, nur-u imanın dikkatiyle (imanın nuruyla) bilinir, herkes bilemez. (Şualar, s. 487)
|
Hz. Mehdi, ikinci gaybet
döneminden sonra ortaya çıkışında, ikinci kez yeryüzüne gelerek tüm
Hıristiyan aleminin İslam’a dönmesine vesile olacak olan Hz. İsa ile
biraraya gelecektir. Bu dönemde toplumun büyük bir kesimi Hz. İsa’yı
tanıyamayacak, ancak güçlü bir imana sahip olan yakın talebeleri ve Hz.
Mehdi cemaati tarafından tanınabilecektir.
İsa Aleyhisselam’ı nur-u iman ile (imanın ışığıyla) tanıyan ve tabi
olan cemaat-i ruhaniye-i mücahidinin kemiyeti (cehd eden ruhani
cemaatinin sayısı), Deccal’in mektepçe ve askerce ilmi ve maddi
ordularına nisbeten çok az ve küçük olmasına işaret ve kinayedir.
(Şualar, s. 495)
Bediüzaman Said Nursi, ikinci kez yeryüzüne gelişinde,
aynı Mehdi cemaatinde olduğu gibi, Hz. İsa’nın çevresindeki insanların
sayısının da çok az olacağını belirtmiştir. Ancak bu topluluk da imanen
çok güçlü olacaktır.
Kaydol:
Yorumlar (Atom)